nesli tükenmekte olan hayvanlarla ilgili bilgi
nesli tükenmekte olan hayvanlarla ilgili bilgi
Nesli tükenmekte olan hayvanlar, nesli tükenmekte olan
hayvanların resimleri, Türkiye’de ve dünyada nesli tükenmekte olan hayvanlar,
bunların türleri, isimleri, bunlar hakkında bilgiler, ülkemizde hangileri var,
listesi, koruma yolları, ülkemizde soyu tükenmekte olan hayvanlar, neden
soyları tukenmekte gibi sorularınıza cevaplar içermektedir
Nesli
tükenmekte olan hayvanlarla ilgili olarak dünyada az sayıda kalan, yok
olmaya yüz tutmuş, yok olma ile karşı karşıya kalmış hayvan türleridir.
Bir hayvan türünün neslinin tükenmekte olması demek,her
geçen gün sayılarındaki azalma ile doğada
( tabiatta ) bulundukları ortamın yok
olmalarını engelleyici, sayılarını arttırılmasına yönelik çalışmaların
yapılmaması ve tehdit unsurlarının kalkmaması ile yok olacakları anlamına
gelmektedir.
nesli tükenmekte olan hayvanlar, Dünya Doğayı Koruma
Birliği'nin (IUCN) iki yılda bir yayımlanan kırmızı listesinde yer alırlar. Bir
türün kırmızı listeye alınması için dünya üzerinde 50'den az yetişkin hayvanın
kalmış olması gerekir.
Bir diğer bir kategori hassas türlerdir. Bunun için temel kıstas türün yetişkin popülasyonunun 1000'den az olmasıdır.
Bir diğer bir kategori hassas türlerdir. Bunun için temel kıstas türün yetişkin popülasyonunun 1000'den az olmasıdır.
.
Dünya Doğayı Koruma Birliği'nin (IUCN) 2006 raporu, insan kaynaklı suistimaller sonucu 784
türün dünya üzerinden tamamen yok olduğunu ve 16.119 hayvan türünün tükenmekte
olduğunu göstermektedir. Sadece 2006'da listeye 530 türün eklenmiş olması canlı
türlerinin nekadar büyük bir tehdit altında olduğunu göstermektedir.
Bir türün soyunun tükenmesi doğal yaşamın bir parçasıdır aslında, hatta şu anda dünyada bulunan canlıların sayısı, dünyada yaşamış tüm canlıların %5'i kadar olduğu tahmin edilmektedir.
Bir türün soyunun tükenmesi doğal yaşamın bir parçasıdır aslında, hatta şu anda dünyada bulunan canlıların sayısı, dünyada yaşamış tüm canlıların %5'i kadar olduğu tahmin edilmektedir.
Deniz ürünlerine ve suya duyduğumuz açlığın giderek yoğunlaşması gezegenimizde yaşayan su canlıları için giderek ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Sığ suda yaşayan
balık türleri azaldıkça, balıkçılar da gözlerini derin sulara dikmektedirler ve
böylece oralarda yaşayan canlıların geleceğini tehlikeye atmaktadırlar.
Hayvanların neslinin tükenmekte olmasının ana sebebi insanlardır. Diğer sebepler ise insanın ortaya çıkardığı türevlerdir.
Bütün canlıların
yaşamlarınısürdürebilmeleri için kesinlikle insana ihtiyacıbulunmaz, ama
insanın yaşamını sürdürebilmesi için en
küçük hücreliden yırtıcılara kadar bu canlılara ihtiyacı vardır. Eğer habitat
(hayvanların yaşam ortamı) tahribatı, plansız nüfus artışı, yapılaşma,
ormanların yakılması, sulak alan tahribi sürerse, birçok tür tükenme
tehlikesine girmektedir. Bir türün,
dünya üzerinde ya da lokal olarak bulunduğu bölgede yok olmasının kötü sonuçlarını
kimse kestiremez. Bu, yakın zamanda da ortaya çıkmaz.
Örneğin bizi rahatsız eden karasinek birden ortadan kalksa, her tarafı hayvan
leşleri götürür. Ya da baykuşların yok olduğunu düşünelim; o zaman tarla
fareleri üzerindeki baskı kalkar.
Bilim adamları, kıtalardaki doğal yaşam alanlarının insanlar tarafından çitler, asfalt yollar, çiftlikler ve şehirlerle bölünerek, bazı biologların “sanal adalar” olarak adlandırdığı kopuk yaşam alanlarına dönüştüğünü söylüyorlar. Doğalyaşam alanlarının yokedilmesi, aşırı avlanma, iklim değişikliği ve kirlenme pek çok canlının neslinin tükenmesinde etken olan diğer faktörler.
Bilim adamları, kıtalardaki doğal yaşam alanlarının insanlar tarafından çitler, asfalt yollar, çiftlikler ve şehirlerle bölünerek, bazı biologların “sanal adalar” olarak adlandırdığı kopuk yaşam alanlarına dönüştüğünü söylüyorlar. Doğalyaşam alanlarının yokedilmesi, aşırı avlanma, iklim değişikliği ve kirlenme pek çok canlının neslinin tükenmesinde etken olan diğer faktörler.
"Bilinçli bir koruma olmazsa, doğal hayat bir gün bitecek. Sivrisineğin bile korunmaya ihtiyacı var. Ama yasaklar dinlenmemektedir. Bu gidişle doğa diye bir şey kalmayacak"
İnsanlar, hayvanların yaşam alanlarını kendi çıkarları için yok etmektedirler ama bunu yaparken asıl kendi yaşamlarını tehdit altına soktuklarının farkında değiller.
Panda “Bambu Ayısı”
Dev panda, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF)
için ayrı bir anlam taşır, çünkü bu sevimli hayvan 1961 yılından beri vakfın
sembolü. Dev panda ayrıca anavatanı olan Çin’in de milli amblemi. Siyah-beyaz
kürküyle dikkat çeken dev pandaların boyu yaklaşık 1,5 metre, ağırlığı ise
100-150 kg arasındadır. Bambu ormanlarında yaşayan dev pandalar, günde 12-38 kg
kadar bambu ağacı yiyerek hayatta kalır.
Dev panda Çin’in Yangtze Havzası’ndaki bambu ormanlarında yaşar. Bu havza,
biyoçeşitlilik açısından dünyanın en zengin bölgelerinden biridir. Burada nesli
tehlike altında olan pek çok hayvan ve bitki türü barınır. Bu açıdan Yangtze
Havzası’nın mutlaka korunması gerekiyor.
Çin’deki bambu ormanlarının giderek yok olması, pandaların hayatını da tehdit ediyor. Şu anda sadece 700 tane kalan pandaların 21. yüzyılın sonunda soylarının tükenmemesi için extra çaba sarfedilmektedir. Panda avlamanın cezası Çin'de ölüme çarptırılmaktır. Bu hayvanların da habitat kaybı yüzünden sayılarının azaldığı bilinmektedir.
Diğer bir adı bambu ayısı olan pandaların ağırlığı neredeyse 120 kilo civarında. Panda gününün büyük bir bölümünü bambu yemekle geçirir. Çok sevdiği bambuyu yiyebilmek için Çin’den başka bir yere gitmediklerinden, ne yazık ki nesilleri tükenmek üzere.
Pandalar çok tembel hayvanlardır. Dişleri bambunun sert kabuklarına uygun olarak sağlam ve keskin. Beslenmek onların yaklaşık 14 saatini alıyor. Hayvanat bahçelerinde yaşayan pandalar, doğal ortamlarında yaşayan pandalara göre çok daha farklı beslenebiliyorlar.
Yemek yemediği zamanlar panda sürekli uyur. Uyumadığında ise hiç acelesi yoktur ve çok yavaş hareket eder. Düşmanları kovaladığında bile paçasını kurtarır kurtarmaz ilk gördüğü ağaca atlar ve uykusuna veya yemeğine kaldığı yerden devam eder.
Hayvanlar aleminin en şefkatli annesi pandalardır. Yeni doğan panda ancak bir fare büyüklüğünde ve 100 gr ağırlığındadır.
Bebek pandanın gözlerinin açılması 6 hafta sürer. 3 aylık olduğunda tek başına yürümeye, 5 aylık olduğunda ise koşmaya ve bambunun tadına bakmaya başlar. Bebek panda bir buçuk seneden uzun bir süre annesinin yanında kalır. Ancak bu uzun dönemin sonunda tek başına yaşamaya hazırdır.
Bu dönemle ilgili en önemli ayrıntı pandanın çok şefkatli ve sevecen bir anne olmasıdır.
Anne panda bebeğine çok düşkündür, onu kolların arasında insanların bebeklerini salladıkları gibi sallar ve sabırla emzirir. Zaten hayvanlar aleminde de yavrularına karşı en sevecen hayvan pandalardır. Pandalar yalnızlığı sever.
Kutup Ayısı
Çin’deki bambu ormanlarının giderek yok olması, pandaların hayatını da tehdit ediyor. Şu anda sadece 700 tane kalan pandaların 21. yüzyılın sonunda soylarının tükenmemesi için extra çaba sarfedilmektedir. Panda avlamanın cezası Çin'de ölüme çarptırılmaktır. Bu hayvanların da habitat kaybı yüzünden sayılarının azaldığı bilinmektedir.
Diğer bir adı bambu ayısı olan pandaların ağırlığı neredeyse 120 kilo civarında. Panda gününün büyük bir bölümünü bambu yemekle geçirir. Çok sevdiği bambuyu yiyebilmek için Çin’den başka bir yere gitmediklerinden, ne yazık ki nesilleri tükenmek üzere.
Pandalar çok tembel hayvanlardır. Dişleri bambunun sert kabuklarına uygun olarak sağlam ve keskin. Beslenmek onların yaklaşık 14 saatini alıyor. Hayvanat bahçelerinde yaşayan pandalar, doğal ortamlarında yaşayan pandalara göre çok daha farklı beslenebiliyorlar.
Yemek yemediği zamanlar panda sürekli uyur. Uyumadığında ise hiç acelesi yoktur ve çok yavaş hareket eder. Düşmanları kovaladığında bile paçasını kurtarır kurtarmaz ilk gördüğü ağaca atlar ve uykusuna veya yemeğine kaldığı yerden devam eder.
Hayvanlar aleminin en şefkatli annesi pandalardır. Yeni doğan panda ancak bir fare büyüklüğünde ve 100 gr ağırlığındadır.
Bebek pandanın gözlerinin açılması 6 hafta sürer. 3 aylık olduğunda tek başına yürümeye, 5 aylık olduğunda ise koşmaya ve bambunun tadına bakmaya başlar. Bebek panda bir buçuk seneden uzun bir süre annesinin yanında kalır. Ancak bu uzun dönemin sonunda tek başına yaşamaya hazırdır.
Bu dönemle ilgili en önemli ayrıntı pandanın çok şefkatli ve sevecen bir anne olmasıdır.
Anne panda bebeğine çok düşkündür, onu kolların arasında insanların bebeklerini salladıkları gibi sallar ve sabırla emzirir. Zaten hayvanlar aleminde de yavrularına karşı en sevecen hayvan pandalardır. Pandalar yalnızlığı sever.
Kutup Ayısı
Kutup ayısı (Ursus maritimus), 2006
yılında hassas türden tehlike altındaki tür kategorisine geçmiştir. Kutup
bölgesindeki buzulların erimesiyle yaşam alanı tehlike altına girmiştir.
Tahminlere göre kutup bölgesindeki bu durum değişmezse önümüzdeki 45 yıl içinde
türde yüzde 30'luk bir azalma olacak ve sonunda da tümüyle yok olacaktır.
Yapılan ölçümler buzulların yüzölçümünün önümüzdeki yüzyıl içinde en az yarı
yarıya azalacağını, hatta tümden yok olabileceğini ortaya koymaktadır.
Kutup ayıları öylesine güçlü yüzücüler ki, dirimbilimcilerin büyük bir bölümü bunların karadan çok denizde yaşayan canlılar kapsamında ele alınmaları gerektiğine inanmaktadır. Ne var ki, küresel ısınma Kuzey Kutbu’ndaki buzulları erittikçe bu hayvanların büyük bir çoğunluğu açlıktan ölecek ya da sularda boğulup yok olacaktır.
Kutup ayıları öylesine güçlü yüzücüler ki, dirimbilimcilerin büyük bir bölümü bunların karadan çok denizde yaşayan canlılar kapsamında ele alınmaları gerektiğine inanmaktadır. Ne var ki, küresel ısınma Kuzey Kutbu’ndaki buzulları erittikçe bu hayvanların büyük bir çoğunluğu açlıktan ölecek ya da sularda boğulup yok olacaktır.
Çin pandaların soyunun giderek azaldığını
gördükçe endişelenirken, şimdi de imparator penguenleri sorunu ortaya
çıkmaktadır. Tasmanya'nın güneyinde Antarktik kıyısında yaşayan imparator penguenleri
büyük bir hızla azalmaktadır. Bölgedeki buzlar eridikçe hayvanların sayısı da
düşümektedir. Penguenlerin sayısı son 50 yılda 3 bine kadar azalmıştır. En
büyük ölüm oranına 1976-1980 arasında denizde buzların azalması sırasında
rastlanmıştır.
Kısa gagalı yunus (Delphinus delphis), Akdeniz alttürüdür. Son 40 yıl içinde türün nüfusu aşırı avlanma ve yaşam alanlarının bozulması sonucu %50 azalmıştır.
Bir türün soyunun tükenmesi doğal yaşamın bir parçasıdır aslında, hatta şu anda dünyada bulunan canlıların sayısı, dünyada yaşamış tüm canlıların %5'i kadar olduğu tahmin edilmektedir.
teşekkür ederim çok işime yaradı
YanıtlaSildaDACSAEC MISIN GARDAŞ
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
Silben aradıgımı bulamadım ama teşekür ederim
YanıtlaSilbence çok güzel
Silyinede iyi
YanıtlaSilsaolsun
YanıtlaSil1 tane daha olsaydı iyiydi
YanıtlaSilbok gibi şaka iyiiiiiiii
YanıtlaSilgüzel şeyler var ama nerdeyse her hayvanın açıklamasında aynı şey yazıyor
YanıtlaSilbu zavalı canlılara bir yardım eli
YanıtlaSilhayvanlar insanlar gibi canlıdır onları korumamız gerekiyor yazan hilal başdaş
YanıtlaSilkurtlar vadisini çok seviyorum
YanıtlaSilherşey yanlış
YanıtlaSilcahit Kayaoğlu seniiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii çok sevvvviiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiyorummmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm
YanıtlaSilrdeli
SilBu hayvanların nesli tükeniyor . Tek sebep insanlar , bu yok olmayı engellemek için çevremizi teniz tutalım ve doğamızı koruyalım :)
YanıtlaSilbu olmamış ama sağol
YanıtlaSilçok işine yaradı hepiniz susun ben varken size konuşmak düşmez
YanıtlaSiloruspu çocuğu sen ne diyon sen yapsan dahamı iyi olacak piç yarrağımın ucu
YanıtlaSilÇin pandaların soyunun giderek azaldığını gördükçe endişelenirken, şimdi de imparator penguenleri sorunu ortaya çıkmaktadır. Tasmanya'nın güneyinde Antarktik kıyısında yaşayan imparator penguenleri büyük bir hızla azalmaktadır. Bölgedeki buzlar eridikçe hayvanların sayısı da düşümektedir. Penguenlerin sayısı son 50 yılda 3 bine kadar azalmıştır. En büyük ölüm oranına 1976-1980 arasında denizde buzların azalması sırasında rastlanmıştır.
YanıtlaSilkolay gelsin çok güzel paylaşım paylaşırmısınız elinize sağlık
YanıtlaSilkolay gelsin çok güzel olmuş ellerinize sağlık
YanıtlaSilçok güzel olmuş harika
YanıtlaSil